top of page

TERAPİLER

  • Duygularınızı denetleyememe ile ilgili sorunlar yaşıyorsanız yada denetlemekte  zorlanıyorsanız bunu sağlamanın çeşitli yolları olduğunu söyleyebiliriz.

  • Birincisi biyokimyasal yol! Yani ilaçla terapi, farmakoterapidir. 

  • Depresyon, bipolar bozukluk, DEHB  gibi biyolojik kökeni ağır basan ruhsal rahatsızlıklarda bu ilk akla gelen yoldur.

  • Bir psikiyatrist tarafından tanısal değerlendirme sonrasında uygun  antidepresan ilaçlar, bazı yatıştırıcılar yada daha başka ilaçlar kullanılabilir.

  • Bu tedavi şekli farmakoterapi olarak bilinir ve oldukça etkindir.

  • Tedavi alternatiflerinden bir diğeri de sorun odaklı ve problem çözmeye dayalı psikoterapiler 'dir. Rahatsızlıkların üstesinden gelebilmek ve kişisel hedefleri gerçekleştirebilmeye katkı sağlar.

PSİKOTERAPİLER

Rasyonel Duygulanımcı - Bilişsel Davranışçı

  • Rasyonel Emotive Behavioral Therapy (REBT), Albert Ellis tarafından 1955 yılında uygulanmaya başlamıştır.

  • Bilişsel Davranışçı Terapilere öncülük eden bu yaklaşım  der ki “İnsanların duygularının en önemli belirleyicisi düşünceleridir..”   Yani duygu ve davranışlarımız salt başımıza gelen olayların ürünü değildir.

  • Gerçi bunu yıllar önce düşünür Epictetus (55-135) “İnsanları olayların kendisi değil, onları nasıl gördükleri rahatsız eder.” şeklinde ifade etmiştir.

  • İlk başta yadırgatıcı ve hemen içimizden bazı itirazların kalkmasına yol açabilecek bir ifade. Ama inceleyip üzerinde durmayı da fazlasıyla hak ediyor.

Rasyonel Duygulanımcı - Bilişsel Davranışçı

  • Rasyonel Emotive Behavioral Therapy (REBT), Albert Ellis tarafından 1955 yılında uygulanmaya başlamıştır.

  • Bilişsel Davranışçı Terapilere öncülük eden bu yaklaşım  der ki “İnsanların duygularının en önemli belirleyicisi düşünceleridir..”   Yani duygu ve davranışlarımız salt başımıza gelen olayların ürünü değildir.

  • Gerçi bunu yıllar önce düşünür Epictetus (55-135) “İnsanları olayların kendisi değil, onları nasıl gördükleri rahatsız eder.” şeklinde ifade etmiştir.

  • İlk başta yadırgatıcı ve hemen içimizden bazı itirazların kalkmasına yol açabilecek bir ifade. Ama inceleyip üzerinde durmayı da fazlasıyla hak ediyor.

BİLİŞSEL - DAVRANIŞÇI
BİLİŞSEL - DAVRANIŞÇI

Aaron T. Beck  ve Albert Ellis

  • Onları hem kendilerini hem de psikanalizi sorgulamaya iten şu soruyu bir türlü yanıtlayamamalarıydı. “Hastalar psikodinamik terapide çok iyi iç görüler kazanmalarına rağmen neden değişmiyorlar?” Pavlovyen koşullanma üzerine kurulmuş olan davranışçılıkta da vurgulandığı gibi koşullanmayı sağlayan pekiştirici süreçlerdeki zayıflama koşullanmayı da  ortadan kaldırabiliyordu

  • Peki insanda bu, iç görüye rağmen yada yaşamlarında diğer insanlar kendi ebeveynleri gibi olmamasına rağmen neden sürmektedir? Bu sorunun yanıtı diğer canlılarda olmayan ama insanda varolan dil, düşünme ve düşündüğünün üzerine düşünme özeliğiyle ilgilidir.  

  • İnsanların koşullanmalarının çoğu aslında bir özkoşullandırma durumudur. Hayvanların aksine, insanlar kendilerine çılgınca şeyler söylemektedir. İçselleştirilmiş bu cümleler kendi kendine bir konuşma şeklini alarak bir iç felsefeye dönüşüyor. Kendine zarar veren davranışlarını ve  sağlıksız duygularını değiştirmenin yolu bu felsefeleri fark etmek ve onlara karşı çıkıp, aykırı davranmaktan geçiyor. 

BİLİŞSEL - DAVRANIŞÇI

 

                       

 

 

 

 

 

  • Bilişsel terapilerin kurucusu  iki önemli insan Albert Ellis (REBT) ve Aaron T. Beck (CBT)   kuramlarını ileri sürdüklerinde yüzeysel ve psikanaliz ilkelerine ters olmakla suçlandılar. Hatta içi boş kendini geliştirme tarzı psikoloji akımlarıyla bir tutuldular.  Buradaki ilginç bir ayrıntı her iki terapistin de kendi kişisel psikanaliz süreçlerini tamamlayıp belli bir süre bunu uyguladıktan sonra kuramlarını geliştirmeleridir.

RASYONEL TERAPİ ?

 

  • Belki bunu yanıtlamaya ne olmadığından başlamak uygun olacak. Öncelikle rasyonel terapi bir kendini geliştirme yada yeni bir “olumlu düşünce”nin gücü  akımı değildir.

  • Yüksek bir işlev seviyesidir. Aslında sadece bir terapi değil bir yaşam şekli, bir yaşam felsefesidir.

  • RDDT’ye göre bilişler duyguların en önemli belirleyicisidir. Düşündüğümüzü hissederiz. Farkına varmasak da duygusal tepkilerimize yol açan senaryoları biz yazarız. Geçmişteki yada şu andaki bir olay doğrudan bizim içimizdeki bir duyguyu uyandıramaz, sadece buna aracılık eder.

  • İşlevsel olmayan düşünceler duygusal sıkıntıların belirleyicisidir.

  • Duygusal sorunların çözümü düşüncelerin analiziyle başlar. Analiz sırasında mantık, kanıt arama ve işlevsellik açısından düşünceler değerlendirilir.

  • Rasyonel olmayan  düşünmeye olan güçlü bir yatkınlığımız vardır. Bu durum kalıtım, biyoloji, çevre gibi bir çok etken tarafından beslenir.

bottom of page